İngiliz gazetecinin Körfez ülkeleri ve İsrail iddiası olay oldu

İngiliz gazetecinin Körfez ülkeleri ve İsrail iddiası olay oldu

İngiltere merkezli Middle East Eye haber sitesinin başyazarı David Hearst’ün duyurduğu haber gündeme oturdu. Saklı buluşmayla alakalı bilgi sahibi Körfez kaynaklarına direndirilen haberde, istihbarat amirlerinin “İran’dan ziyade Türkiye’yi bölgedeki esas askeri efor” biçiminde değerlendirdikleri, Mossad şefi Cohen’in “İran’ın eforu kırılgan, gerçek tehdit Türkiye’den geliyor.” laflarını kullandığı ileri sürüldü. 

Habere göre, Türkiye’nin bölgedeki tesirini eksiltmek için buluşmaya katılanlar, “Amerika Birleşik Devletlerine Taliban görüşmelerinde takviye, Irak Sünnilerini yanlarına sürükleme, Suriye’de Esed rejimiyle yakınlaşma ve YPG/PKK’yı desteklemeyi” kapsayan dört adımı ele aldı.

Abu Dabi’nin konut sahipliğinde Taliban görüşmeleri
David Hearst, Suudi Arabistan’ın gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin ardından Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerini düzenlemek için Amerikan askerlerinin Afganistan’dan çekilmesinde takviyeci olma teşebbüsünün buluşmada tasarlanan ilk adım olduğunu belirtti.

Haberde, Amerika Birleşik Devletleri ve Taliban temsilcilerinin Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Pakistanlı yetkililerin katılımıyla geçen ay Abu Dabi’de toplanması buna misal gösterildi.

Grubun görüştüğü ikinci adımın, “Irak’taki Sünnilerin Türkiye dingilinden çıkması güzergahında ikna mücadelelerinin” olduğu aktarılırken, Irak Meclis Başkanı Sünni politikacı Muhammed Halbusi’ye 17 Aralık’ta Riyad’a hakikatleştirdiği ziyarette bu istikamette baskı yapıldığı öne sürüldü. 

Esed’i eşitliğe dahil etme
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve İsrail istihbarat amirlerinin görüştüğü öteki bir adımın ise Beşar Esed rejimi ile Arap ülkelerinin yine bütün diplomatik ilişkiler kuruluş etmeleri olduğu aktarıldı.

İstihbarat amirlerinin buluşmada, Suriye rejimine yollamayı düşündüğü iletide, “Esed rejiminin İranlılarla ilişkilerini sonlandırmasını beklemedikleri, ancak Esed rejiminin İranlılar tarafından kullanılmaktansa İranlıları kullanmasını isteyecekleri” ileri sürüldü.

Mevzubahisi buluşmanın ardından Suriye rejimi ve mevzubahisi ülkelerle ilişkili devletler arasında süratli bir diplomatik trafiğin yaşandığına haberde işaret edildi.

Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’in Şam’a hakikatleştirdiği sürpriz ziyaret, Birleşik Arap Emirliklerinin Şam büyükelçiliğini yine açma kararı ve “her zaman Suudi Arabistan’ın güdümünde dış siyasetini tanımlayan Bahreyn’in Şam büyükelçiliğini kalemtıraşını söylemesi” mevzubahisi ülkelerin bu istikamette attığı adımlar olarak gösterildi.

Haberde ayrıca Suriye rejimi lideri Beşar Esed’in Güvenlik Danışmanı Ali Memlük’ün Kahire’ye bir ziyaret hakikatleştirmesine dikkat çekildi.

Esed rejimiyle yakınlaşmanın eş biçimde uzun zamandır tartışılan Suriye rejiminin Arap Birliği’ne geri dönüşünü de kapsadığı kaydolundu. 

YPG/PKK’nın desteklenmesi
Gazeteci Hearst, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin milli güvenliği açısından tehdit oluşturan terör örgütü YPG/PKK’yı desteklemenin Ankara’nın tesirini kırmak için Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Suudi Arabistan ve İsrail’in istihbarat amirlerinin tasarladığı dördüncü adım olduğunu öne sürdü.

İstihbarat amirlerinin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’yle IKBY yakınlaşarak, Erbil’in Ankara ile ilişkilerini geliştirmesine mani olmayı tasarladığı iddia edildi.

Haberde ayrıca, Suudi Arabistan idaresinin, Kaşıkçı cinayeti sebebiyle baskı altında olduğu yarıyılda, terör örgütü YPG/PKK’nın Suriye’de işgal ettiği bölgede kullanmak üzere Amerika Birleşik Devletlerine 100 milyon dolar verdiğine işaret edildi.