Esirliğin Değeri, Neden Senelerdir IMDb’ye Göre En İyi Film?

Esirliğin Değeri, Neden Senelerdir IMDb'ye Göre En İyi Film?

1994 senesinde vizyona giren daha sonraları Green Mile Yeşil Yol filminin de senaryoculuğunu ve rejisörlüğünü yapacak olan Frank Darabont tarafından idarenen The Shawshank Redemption Esirliğin Değeri, popüler sinema sitesi IMDb’nin Beynelmilel Film Bilgi Tabanı En İyi 250 Film listesinde senelerdir bir numaralı koltuğun sahibi. Peki bir hayli zaferli film gelip geçmesine karşın neden hâlâ bir numarada?

Esirliğin Değeri mevzusuyla, oyuncularıyla ve senaryosuyla da oldukça zaferli bir film. Bu kriterleri karşılayan başka filmler de olmasına karşın hâlâ Esirliğin Kıymeti de değeri… Ekşi Lügat yazarı “ozkulu” filmin neden senelerdir bir numara olduğunu araştırmalarıyla ve orijinal bir bakış açısıyla söylemiş. Bize de kendisine atıfta bulunarak vaziyeti size aktarmak düşer.

Mesela 1999 imali bir başka bir efsane olan Fight Club filmini ele alalım:

Fight Clup, Brad Pitt

Lügat yazarı ozkulu, iki film arasındaki irtibatı ilk olarak şöyle kuruyor: “Fight Club, Shawshank Redemption’ın tapılırcasına sevilmesinin alt metnidir. Şu repliği hangimiz andırmaz. ‘Bizler yaradanın istenmeyen çocuklarıyız. Ne büyük savaşlar ne de buhranlar gördük.’”

Peki Esirliğin Değeri bize ne gösteriyordu, neyin öyküsünü anlatıyordu?

shawshank redemption, esaretin bedeli

Filmi izlememiş olanlar ya da uzun seneler evvel izleyip unutanlar için kısaca andırdıralım. Tim Robbins’in canlandırdığı Andy Dufresne kişiliği mapusa düşer. İlk kez cezaevi etrafı gören Andy, burada iyisiyle makûsuyla bir hayli dost edinir. Ancak mahkûmlar ve gardiyanlar tarafından da aralıksız olarak ezilir, şiddet görür. Andy, bir yandan ezilirken değişik yandan aralıksız olarak cezaevi müdürünün işlerini yapmaya zorlanır. Kendisinin gün içerisinde ne yapıp yapmayacağı sert hudutlarla tanımlanır.

Lügat yazarı Esirliğin Değeri’nde izlediğimiz cezaevi yaşamıyla yaşadığımız yaşamı şöyle ilişkilendiriyor:

“Bizler tüketim cemiyetiyiz. Tek tasamız daha fazla şey harcayabilmek. Beğenmediğimiz işlerde çalışarak ismini çeper güç söylediğimiz kahvelerden içiyoruz. Zerre değer katmadığımız insanlarla öğlenleri yemek yiyoruz. Bizi hoşlanmadığına ismimiz kadar emin olduğumuz şahıslarla evleniyoruz. Her sabah kalp krizi geçirtmediğine coştuğumuz alarmlarla uyanıp yeniden her akşam belirli saatlerde uyumak zorundayız. Beğenmediğimiz insanlara her gün günaydın, iyi günler ve iyi akşamlar diliyoruz. Öğlen yemeklerinde afiyet olsun demeyi bakımsızlık etmiyoruz. İş yerinde mavi, beyaz, turuncu, pembe yaka fark etmeksizin bizden üst dediğimiz insanlardan emirler alıyor, onların karşısında ceket ilikliyoruz. Şahsiyetimize, karakterimize, benliğimize, doğuştan sahip olduğunuz o saf duyguların hepsine tecavüz ediliyor ve bizler sesimizi çıkaramıyoruz.”

esaretin bedeli

Şu yaşamdan bir kurtulsam hayalini talebesinden iş yaşamına atılanına kadar bir hayli birey kurmuştur. Bir Hayli birey nasıl kurtulacağının plânlarını yapmış, olasılıkları düşünmüştür. Bazısı bir yerden bir para gelse diye beklerken bazısı kendi işini kurmayı düşünmüştür.

Ekşi Lügat yazarının kurduğu irtibat da bu işte. Bu film, rakiplerinin çoğunda olduğu gibi tamamen kurgusal dünyalar ve kişilikle değil, yaşamın hakikatleriyle umut aşılıyor. Üstelik yeniden yaşama karşı reelci ve geçerli çıkarımlar yapmamızı sağlıyor. İzleyicinin Andy’de görür kendisiyle aynılaştırdığı kurtuluş, vicdandan bir umut veriyor. Peki sizler Esirliğin Değeri hakkında ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi ve düşüncelerinizi yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.